yorgan

hafıza biriktirme çabası

Çarşamba, Kasım 16, 2005

Included Middle Principle

# Matematiğin Aristo'nun exluded middle prensibini kullanışını (bir şey ya A'dır, ya da A değildir. Bunlar dışında bir şey olamaz) Mantık'ın her hamlede tekrar kabul edildiği bir oyun olarak görüyordum zaten.
# Ama bu "katı mantığın" ihlalinin işlevsel olacağı bir durum tahayyülümde yoktu. Sanırım bu yüzden logic'in olumsallığı pek gündemimde değilmiş. Özgür'ün otobüste (559) gereklilik kipinin ayrı bir kategori olarak ortaya çıkışının tahakküm unsuru oluşuna dair master tezini anlatması ve şu Levels of Reality makaleleri bana mantık oyunundan başka oyunların da olabileceğini düşündürttü. LoR'de eleman dalga-parçaçık ikilemi gibi "hem-hem de" durumlarını "included middle" olarak adlandırdığı bu katı mantık ihlaliyle açıklıyordu.

# Douglas Adams'ın bir lafı vardı Kuşkucu Somon'da: "İnsan mantığının p ise q ardışık/bitişik basamaklarıyla gidebileceği yerin sınırı vardır. Takıldığı yerde sıçrayabilmesi için düşünürken ateşe, ya da denize bakar. Onların kaotik dansları, dalgalanmaları düşünceyi durduğu yerden alır, taa ötelere taşır." Gibi bir şeydi. Sonra da hayıflanıyordu: "Günümüzde ısınmak için kalörifer kullanıyoruz, denizlerin üstü de pet şişe dolu... bakacak yerimiz kalmadı!"
# GEB'de de Zen budizminin felsefesine dair laflar vardı. Sanırım bunlardan şöyle bir şey çıkarmıştım: Gödel'in Incompleteness Theorem'inin öngördüğü, dizgenin ifade gücünün artması sonucu ortaya çıkan, doğruluğu veya yanlışlığı ispatlanamayan teorilere ulaşmak için bu tarz Zen sıçramaları kullanılabilir. Tabii bu sıçrama/saçmalamalar random oldukları için indiğin yerin faideli bir zemin olma ihtimali düşük, yani yine kaos'un kontrolü mevzu'na geliyoruz gibi.

# Bir de, bir kaç yıl önce, (yine) 559'la okuldan eve dönerken yanıma oturan adam muhabbet açmıştı. "Hangi bölümde okuyorsun?", "Ben de fizik okumuştum.", "Şimdi batıda herkes İbn-i Arabi'yi araştırıyor.", "ne, ne de; hem hem de!!", "Muhiyyiddin ibn-i Arabi" O zamandan bu ismin hayatımda önemli bir yeri olacağını düşünmüştüm. Daha araştırmadım ama... Durup dururken otobüste yanında oturan kişinin "ne ne de, hem hem de" muhabbeti açmasını da işaret olarak yorumlamamak elde değil.

Lyupanov Function, Leibniz enerjisi

# Nonlineer dynamics dersinde Lyupanov diye bir elemanla tanıştık. L.fonksiyonu diye bir olay var, system trajectoryleri boyunca azalan "energylike" function diye tanımlanıyor. Sonra düşündüm, aslında mekanik enerji dediğimiz şey olası tüm dinamik sistemler içinde mekaniğin kullandığı denklem sistemlerini üreten dinamik sistemler alt kümesinin bir özelliği. Yani aslında L.f. bir nevi enerji değil, enerji bir nevi L.f.
# Sonra "vaay" dedim. Sanırım buradan yola çıkarak, enerjinin neden öyle tanımlandığına (genel olarak fiziksel niceliklerin neden o şekilde tanımlandıklarına) dair sorunsalım açılım kazanacak.
# Mesela Leibniz'in kitabında enerji'den (tabii daha bu kelime icat edilmemiş, Enerji'nin nüve'si bu) maddelerin içindeki bir çeşit "yaşam gücü" olarak bahsediyor. Yukarı atılan cisim yükseldikçe hızı azalıyor ama bu yaşam şeysiyle doluyor (belki sonradan tekrar harekete geçebilme yetisi gibi bir şeyi kastediyordu, tam da hatırlamıyorum ki şimdi) Hem maddelerden canlılarmışcasına bahsedilmesi, hem de ders kitabında karşılaşmadan öyle bir kavrama ihtiyaç duymuş birinin ağzından, çağdaş fiziğin matematiksel convention kalıplarına girmemiş haliyle enerjiyle karşılaşmak hoşuma gitmişti. laylay...